Beslenme ve Diyet

Kronik ağrı diyetle iyileşir mi?

Günlük olarak kronik ağrıyla yaşamak hem fiziksel hem de zihinsel olarak yorucudur. Diyet ve beslenme kronik ağrıyı iyileştirebilir mi?

Ağrı kesici ilaçlar yardımcı olabilirken, yaşam tarzına yönelik müdahaleler de rol oynayabilir ve kronik ağrının tedavisinde kapsamlı ve disiplinler arası bir yaklaşıma dahil edilmelidir.

Diyet insan yaşamı ve sağlığında sık sık gözden kaçırılan bir bileşendir.

Kronik ağrı ile beslenme arasında bir bağlantı vardır; bu, kanıtların ağrıyı yönetmenize yardımcı olabileceğini öne süren değiştirilebilir bir davranıştır. Aslında yediğiniz ve yememeyi tercih ettiğiniz yiyecekler ağrının azalmasında rol oynayabilir. İşte kronik ağrı ve diyet hakkında bilmeniz gerekenler.

Kronik Ağrı Nedir?

Kronik ağrı vücudunuzun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir ve aylarca veya yıllarca sürebilir.

Klinisyenler kronik ağrıyı, normal iyileşme sürecinin bir parçası olmayan, üç ila altı ay süren ağrı olarak tanımlar.

Kronik ağrının bazı örnekleri arasında artrit, sırt ve boyun ağrısı, kanser ağrısı, baş ağrısı, yara dokusundan kaynaklanan ağrı, kas ve sinir ağrısı yer alır.

Kronik ağrı, günlük yaşamı ve aktiviteleri önemli ölçüde etkiler ve depresyon ve anksiyete gibi zihinsel sağlık sorunlarına yol açabilir.

Ağrının temel nedenini bulmak ve onu ele almak ilk adımdır. Bu mümkün olmadığında veya uzun zaman aldığında başka bir yaklaşım ilaç tedavisi, farklı terapiler ve beslenme değişikliklerinin birleşimidir.

Kronik ağrı, yaralanmaların ve hastalıkların uzun süreli etkilerinden kaynaklanabilir.

Bu faktörler vücudunuzda değişikliklere neden olur ve sizi acıya karşı daha duyarlı hale getirir. Kronik ağrınız olduğunda ağrı, yanma, batma veya zonklama hissedebilirsiniz. Ancak bununla yaşamak zorunda değilsiniz.

Sadece ilaçla değil, aynı zamanda terapi, stres yönetimi ve beslenme yoluyla bütünsel bir yaklaşımla yaşam kalitenizi de artırabilirsiniz.

Diyet ve Kronik Ağrı Arasındaki Bağlantıyı Keşfetmek

Araştırmalar, beslenmenin ağrı yönetimi programında tamamlayıcı bir rol oynadığını göstermektedir.

Sonuçta, beslenme de dahil olmak üzere kronik ağrının tüm yönlerini ele alan müdahaleler, yalnızca ilaç tedavisine odaklanmaktan daha faydalıdır.

Ayrıca kronik ağrı ile yüksek kilo, birden fazla hastalık veya hastalık ve düşük beslenme kalitesi arasında da bir ilişki vardır.

Örneğin, eğer bir kişi yürürken veya ayakta dururken ağrı çekiyorsa veya hareket kabiliyeti azalıyorsa, bu durum onun alışveriş yapma, yemek pişirme becerilerini azaltabilir.

Bu arada, artan izolasyon veya depresyon, diyet alımının azalmasına veya rahat yemenin artmasına neden olabilir.

Aktivitenin azalması ve dışarıda vakit geçirememek susuzluk belirtilerinin azalmasına ve farkında olmadan dehidrasyona neden olabilir.

Son olarak ağrı nedeniyle yeterince uyuyamamak, düzensiz yeme alışkanlıklarına neden olabilir.

Tersine, diyet alımını optimize etmek, kronik ağrıyı çeşitli şekillerde iyileştirebilir.

Yeterli makro besin, vitamin, mineral ve antioksidan tüketmek sinir, bağışıklık ve endokrin sistemlerinin fonksiyonlarını iyileştirebilir ve bunların hepsi ağrı deneyimlerini etkilemede rol oynar.

Ek olarak, beslenme diğer kronik hastalıkların önlenmesine yardımcı olur veya mevcut olanların şiddetini azaltabilir. Son olarak kilo vermek veya kiloyu korumak eklemlerdeki yükü azaltabilir, inflamasyonu ve kronik ağrıyı azaltabilir.

Araştırma Ne Diyor?

Kronik ağrının tedavisinde diyetin oynadığı önemli rolü gösteren çok sayıda çalışma vardır.

Kronik ağrı genellikle kalıcı bir proinflamatuar durumdan kaynaklanır. Çalışmalar, öncelikle işlenmiş et, şekerli gıdalar, rafine tahıllar ve düşük meyve ve sebze alımına dayanan Batı diyetinin, proinflamatuar özelliklerin ana kaynağı olduğuna işaret ediyor.

Bu tür beslenme interlökinlerin, histaminin, TNF-alfanın ve serbest radikallerin aşırı üretimine katkıda bulunur. Batı diyeti ayrıca antioksidanlar da dahil olmak üzere daha az anti-inflamatuar aracı içerir.

Enflamasyona ek olarak, omega-3 yağ asitleri, B vitaminleri, D vitamini, magnezyum ve çinko gibi belirli mikro besinlerin düşük alımı, kronik nöropati ve inflamatuar ağrı ile ilişkilidir.

Bu spesifik besinlerin takviyesinin bel ağrısını, romatoid artritten kaynaklanan eklem ağrısını ve migreni hafiflettiği araştırmalarda gösterilmiştir.

Bağırsak mikrobiyomunun disbiyozu veya “iyi” ve “kötü” bağırsak bakterilerinin dengesizliği, irritabl bağırsak sendromuna ve kronik karın ağrısına katkıda bulunabilir.

Karın ağrısının yönetilmesine ve önlenmesine yardımcı olmada daha fazla prebiyotik ve probiyotiğin dahil edilmesi umut verici bir rol oynayabilir.

Son on yılda araştırmacılar, düşük karbonhidratlı ketojenik diyetin multipl skleroz, Alzheimer ve Parkinson hastalığı gibi nörolojik hastalıklar üzerindeki etkilerini araştırdılar.

Ketojenik bir diyet, mitokondriyal fonksiyonun iyileşmesine, inflamatuar medyatörlerin inhibisyonuna ve oksidatif stresin azalmasına katkıda bulunarak merkezi sinir sisteminde ağrı giderici moleküllerin aktivasyonunun artmasına ve ilişkili kronik ağrının azalmasına neden olabilir.

Diyetin etkisi ve migren baş ağrılarının hafifletilmesi konusunda da yeni araştırmalar ortaya çıkıyor.

Çift kör, randomize, plasebo kontrollü bir klinik çalışmada, kronik migren tanısı alan 60 hasta, bir kontrol grubuna ve bir omega-3 yağ asidi takviyesi grubuna ayrıldı.

60 gün sonra omega-3 grubu baş ağrısı yaşadıkları günlerin azaldığını fark etti. Bu nedenle yağlı balık tüketimini artırmak veya omega-3 yağ asidi takviyesi yapmak migreni önlemede faydalı olabilir.

Auralı migren nedir?

Başka bir küçük çalışma, bitki bazlı bir diyetin kronik kas-iskelet sistemi ağrısının yönetimi üzerindeki etkilerini inceledi.

On dört katılımcı sekiz hafta boyunca bitki bazlı bir diyet uyguladı. Aynı zamanda katılımcılar kayıtlı bir diyetisyen ve fizyoterapistten eğitim aldılar.

Çalışma, kronik ağrının kayıtlı diyetisyenler ve fizyoterapistlerin işbirliğiyle başarılı bir şekilde tedavi edilebileceği sonucuna vardı.

Kronik Ağrıyı Hafifletmeye Yardımcı Olabilecek Gıdalar

Diyet ile kronik ağrının hafifletilmesi arasında açık bir bağlantı vardır.

Ketojenik diyetten bitki bazlı beslenmeye kadar çalışmalar, farklı diyetlerin ağrı yönetiminde kesinlikle rol oynayabileceğini gösteriyor.

Ağrınızı azaltmanıza yardımcı olmak için bugün diyetinize ekleyebileceğiniz bazı yiyecekler;

Tam Tahıllar

Rafine edilmiş tahıllar yerine yulaf, kahverengi pirinç, kinoa, arpa, karabuğday, kavuzlu buğday ve buğday gibi tam tahılları seçmek, kronik ağrıya katkıda bulunan inflamasyonu azaltmaya yardımcı olabilir.

Tam buğdaydaki fenolik bileşikler, proinflamatuar bileşiklerin üretimini azaltırken tam tahıllardaki lif, sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomunun desteklenmesine yardımcı olur.

Ayrıca tam tahıllar, sinir hasarı ve diğer nörolojik bozukluklarla ilişkili ağrıların tedavisinde etkili olan B vitaminleri açısından da zengindir.

Meyveler

Meyveler, iltihapla savaşan ve ağrıyı azaltan antioksidanlar ve bitkisel besinler içerir. Ayrıca bazı anti-inflamatuar ilaçların etkisi gibi vücuttaki inflamasyonu azaltan antosiyaninler de içerirler.

Yağlı balıklar

Somon, ton balığı, uskumru ve mezgit gibi yağlı balıklar, güçlü antiinflamatuar besinler olan omega-3 yağ asitlerinin mükemmel kaynaklarıdır. Omega-3 yağ asitleri ayrıca kas ağrılarını azaltır ve migren şiddetini hafifletir.

Brokoli

Brokoli, vücuttaki strese yanıt olarak iltihaplanmaya neden olan kimyasal aracılara saldıran sülforafan adı verilen bir kimyasal içerir. Brokoli ve diğer sebzeler ayrıca oksidatif stresi azaltmaya yardımcı olan antioksidanlar ve bitki besinleri içerir.

Zeytinyağı

Zeytinyağı sadece mükemmel bir antiinflamatuar tekli doymamış yağ kaynağı olmakla kalmaz, aynı zamanda oleocanthal içerir.

Oleocanthal, prostaglandinlerin hedef yollara ulaşmasını engelleyerek ve dolayısıyla inflamatuar etkileri azaltarak antiinflamatuar ilaçlara benzer şekilde etki gösteren bir kimyasaldır.

Zencefil

Zencefil, iltihaplanmaya neden olan prostaglandinleri inhibe ederek ağrıyı azaltıcı etkiye sahiptir. Bir dizi klinik çalışma zencefilin gecikmiş başlangıçlı kas ağrısını, osteoartrit ağrısını, kronik bel ağrısını ve migren ağrısını azaltmada etkili olduğunu göstermektedir.

Yoğurt

Yoğurt, sağlıklı bağırsak bakterilerini teşvik eden ve destekleyen zengin bir probiyotik kaynağıdır.

Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomu, inflamasyonu ve mide ağrısını azaltmaya ve gastrointestinal rahatsızlıklardan kaynaklanan rahatsızlıkları hafifletmeye yardımcı olur.

Avokado

Avokado mükemmel bir antiinflamatuar tekli doymamış yağ, lif ve karotenoid kaynağıdır. Karotenoidler sistemik inflamasyonu azaltmaya yardımcı olan bir antioksidandır.

Kronik ağrınızı azaltmak için yaşam tarzı değişiklikleri yapmak istiyorsanız, bazı diyet eklemeleriyle başlayın. Örneğin, her seferinde bir şey ekleyin. Küçük değişiklikler büyük fark yaratır ve daha sürdürülebilirdir.

Kronik Yorgunluk Sendromu nedir?

Bilim Dergisi

Hipokrat Sağlık ve Bilim Dergisi olarak sizlere sağlıklı bir yaşamın sırlarının vereceğiz.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu