Sessiz tehlike kapıda: Yüksek kan şekeri kalbi de vuruyor
Belirti vermeden ilerleyen yüksek kan şekeri, milyonlarca kişiyi farkında olmadan kalp hastalıkları riskiyle karşı karşıya bırakıyor. Yeni bulgular, yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle bu riskin yarı yarıya düşürülebileceğini ortaya koyuyor.
Günlük hayatta çoğu kişi kendini sağlıklı hissederken, vücutta fark edilmeden ilerleyen bir risk büyüyor: Normalin üzerinde seyreden kan şekeri. Diyabet seviyesine ulaşmasa bile bu durum, uzun vadede yalnızca şeker hastalığına değil, kalp krizi, kalp yetmezliği ve erken ölüme kadar uzanan ciddi sonuçlara zemin hazırlayabiliyor.
Kan şekeri normale döndüğünde risk azalıyor
Uzun yıllara yayılan geniş kapsamlı gözlemler, kan şekeri yüksek seyreden kişilerin bu değeri diyet ve fiziksel aktiviteyle normale çekmesi halinde, kalp kaynaklı ölüm riskinin yaklaşık yarı yarıya azaldığını gösteriyor. Aynı zamanda kalp yetmezliği nedeniyle hastaneye yatış oranlarının da belirgin biçimde düştüğü görülüyor.
“Biraz yüksek” demek masum değil
Kan şekerindeki hafif yükselmeler çoğu zaman önemsenmiyor. Ancak elde edilen veriler, bu “sınırda” durumun bile kalp ve damar sistemi üzerinde ciddi bir yük oluşturduğunu ortaya koyuyor. Yani henüz diyabet tanısı almamış olmak, risk olmadığı anlamına gelmiyor.
Prediyabet nedir, neden fark edilmiyor?
Prediyabet, kan şekerinin normalin üzerinde ancak diyabet tanısı koyduracak kadar yüksek olmadığı bir tabloyu ifade ediyor. Çoğu kişide belirti vermediği için genellikle rutin kontroller sırasında tesadüfen saptanıyor. Nadiren ciltte koyulaşma gibi işaretler görülebilse de, esas belirleyici düzenli ölçümler oluyor.

Geri döndürülebilir bir süreç
Bu tablo, birçok kişi için kalıcı değil. Kan şekerinin tekrar normal aralığa çekilmesi mümkün. Bunun yolu ise ilaçtan önce yaşam tarzı değişikliklerinden geçiyor. Kilo kontrolü, dengeli beslenme ve düzenli hareket, bu sürecin temelini oluşturuyor.
Hareket ve beslenme kilit rol oynuyor
Araştırmalar, vücut ağırlığının yaklaşık yüzde 5–7 oranında azaltılmasının ve haftada en az 150 dakika orta tempolu fiziksel aktivitenin kan şekeri üzerinde belirgin bir iyileşme sağladığını gösteriyor. Bu değişiklikler yalnızca şeker dengesini değil, kalp sağlığını da doğrudan etkiliyor.
Yeni hedef: Sadece önlemek değil, normale dönmek
Son bulgular, prediyabetin yalnızca “diyabete ilerlemesin” diye izlenen bir durum olmaktan çıkıp, aktif şekilde normale döndürülmesi gereken bir sağlık hedefi olduğunu ortaya koyuyor. Kan şekerini normal aralığa çekmek, ölçülebilir ve motive edici bir hedef olarak öne çıkıyor.
Herkes için aynı yol geçerli olmayabilir
Her ne kadar yaşam tarzı değişiklikleri birçok kişide etkili olsa da, herkes aynı hızda ya da aynı düzeyde fayda görmeyebiliyor. Bu nedenle hangi yöntemin kim için daha etkili olduğunu anlamaya yönelik çalışmalar sürüyor.




